Osmanlı - Türk Mutfağı ve Yılda 1,5 Milyar Dolarlık Potansiyel
Uydular sayesinde dünyanın her yerini izleyebiliyoruz. Çok izlenen kanalların neredeyse tamamı da Türkçeye çevriliyor. Bu seyrettiğimiz kanallar arasında yemek-mutfak kanalları da var. Buraya kadar tamam. Peki bu kanallardan hangisinde Türk yemekleri yapıldığını gördünüz? Ya da rastladığınız Türk yemeklerinin hangisi Türk yemeği olarak sunuldu? Kırk yılda bir rastladığım Türk yemeklerinin de Yunan, Arap, Ermeni ya da Balkan yemeği olarak sunulduklarını çok gördüm.
Dünyanın en büyük mutfaklarından biri olmakla övünüyoruz. Büyük mutfak olmanın kıstasları var. Yemek sayısı, kullanılan malzeme çeşitliliği, metotlar, dönüştürme yeteneği vb gibi. Bütün bu faktörler göz önünde tutulduğunda Türk mutfağı her halükarda dünyanın en büyük üç mutfağından biri - kanımca en büyüğü- olarak gözüküyor. Diğer iki büyük mutfak ise Fransız ve Çin mutfakları. Yani bu üç mutfağı baskın; Batı, Orta ve Doğu mutfakları olarak tanımlayabiliriz.
Doğudaki başat mutfak olan Çin mutfağı dışarı açılmayı pek düşünmemiş, devamlı kendi içinde kalmış, kalmayı yeğlemiş bir mutfak. Çin gastronomi uzmanları dünyada açılan Çin lokantalarının sadece küçük bölgelerin yöresel yemeklerini yaptıklarını ve bunların Çin mutfağını temsil edemeyeceğini söylüyor.
Fransız mutfağı ise bütün batıya hakim ve gastronomi kurallarını koymuş olan, Avrupa ve Amerika üzerinde etkili mutfak. Şu anda bütün dünyada onun sözü geçiyor.
Ve son olarak Türk mutfağı. Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar, Orta Asya ve Kuzey Afrika üzerinde etkili olmuş cismi var, ismi yok dev bir mutfak.
Ortada olan ise dev bir gastronomi turizmi pastası. Osmanlı mutfağını da kapsayan Türk mutfağı, kapsadığı alan açısından bu turizmden pay almak için çok şanslı gözüküyor. Bununla beraber bu sadece teoride öyle "gözüküyor". Dünyada Türk mutfağının adı bile anılmıyor. Kültür Bakanlığının bu konudaki yetersiz çabaları hiç bir işe yaramıyor ve yemek programlarında Kore hatta Peru mutfağından yemek yapılırken, Türk yemeklerinin adı bile geçmiyor.
Şu anda dünyadaki gastronomi trendi Michelin yıldızı. Bilmem kaç Michelin yıldızlı lokanta. Michelin yıldızı ne? Bundan ta 100 yıl önce bir lastik firmasının mola verilecek yerlerin listesini çıkarttığı bir rehber. Bu rehber zaman içinde dünyanın en önemli restoran kriterine dönüşmüş. Yıldızlar için gereken şartlar güzel ve mantıklı ama mesele şu ki, köşe başı, kriteri yaratan Fransa tarafından tutulmuş ve batı gastronomisi, Fransız amiral gemisinin döndüğü yönde yol almaya başlamış. Dolayısıyla sen dışarıdasın. O yıldızlar boyun eğmeyi kabullenen her ülkedeki restorana verilebilir ama sen istesen de alman zor. Çünkü Türk mutfağını yadsımak, kabullenmekten çok daha kolay. Çünkü Türk mutfağı gerçekten çok büyük ve içine dalınırsa çok sevilebilecek bir mutfak. Yani çok ciddi bir rakip.
O yüzden bu mutfağı ortaya çıkmadan köreltmeli, yadsımalı, mümkünse anlamsız taraflara yönlendirmeli. Yanlışlıkla yayılır ya da önemsenirse "Gastronomi" trendlerini şekillendirebilecek bir ortak olarak çıkıp, olayı yöneten Fransız mutfağına ciddi zarar verebilir. Paris'e gidip 3 yıldızlı bir Michelin restoranında bir akşam yemeği yemedin mi? Sen Paris'e gitmiş sayılmazsın ki!.. O restorana giden kişinin yediği yemek karşılığında bıraktığı para, Türkiye'ye gelen ortalama turistin tatil harcamasının üzerinde. Türkiye'de kişi başı turistin bıraktığı para 450 dolar iken bu para, Maison Pic - France'de bir akşam yemeği için ödenen ortalama fiyat. Eğer Paris'te Restaurant Le Meurice'de yemek istiyorsanız bu size kişi başı 500 doların üzerine mal olacak. Üstelik bunlar içkinin dahil olmadığı fiyatlar. Hani o muhteşem Fransız şarapları ayrı bir menüyle geliyor.
Şimdi ortada böyle bir pazar varken ve siz bu pazarda hakkınız tam teslim edilmese bile neredeyse Fransa kadar söz sahibi olacaksanız - ki bu sadece Fransa'nın değil, İtalya'nın, Yunanistan'ın da pazar payından alacaksınız demektir - onlar bunu yapmamanız için size her türlü zorluğu çıkartacak, görmezden gelecek, var olan değerlerinizi yadsıyıp, onların hazırladığı değerleri kabullenerek almanız için ellerinden geleni yapacaklardır.
Türkiye'ye yılda 32.41 milyon turist geliyor. Bu turistlere bir daha yiyemeyecekleri muhteşem yemeklerden bir ziyafet sofrası kurarak onlara yaşattığınız hazzın karşılığı ortalama 50 dolarlarını alabilirseniz, bu yılda 1,6 milyar dolar eder. İçki hariç 500 dolarlık masalardan söz etmiyorum, sadece "Türkiye'ye gidip ziyafete oturulmadan dönülmez" diye bir motto çıkartıp, bunu insanlara kabul ettirdiğiniz anda gelecek paradan bahsediyorum. Bunu sağlayabilecek alt yapımız var: Osmanlı mutfağı. Avrupa'nın en iyi bildiği, dünyanın tanıdığı, Türk mutfağının en verimli kolu. Yapılabilir mi? Kesinlikle. Sadece doğru strateji ve biraz tanıtım, hepsi o.
Kutsi Akıllı
(Evinizde kolayca yapabileceğiniz Osmanlı yemeklerinin tarifleri için www.kuzubudu.com'a bakabilirsiniz)
Makale Yorumları
Yorum Yazın
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.